9 Nisan 2020 Perşembe

PANDEMİ SÜRECİNDE MARKA YÖNETİMİ

Pandemi Sürecinde Marka Yönetimi
Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve 2020 yılında dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü, geçtiğimiz ay pandemi olarak ilan edildi. Her geçen gün vaka sayısının arttığı bu pandemiyle mücadele eden dünya ülkeleri, bilinmeyeni anlamaya, ulusal önlemler almaya ve virüsün çaresini bulmaya çalışıyorlar. 

Markalar tarafında da işlerin sürekliliğinin sağlanması ve ayakta kalmak için zorlu bir sınav veriliyor. Markalar bu süreci yönetirken, iyi bir planlamayla hazırlık yapabilir, akıllı bir pazarlama stratejisiyle gereksiz harcamaların önüne geçebilir ve teknolojiyi kullanarak maliyetlerini azaltabilirler.

Salgının Ekonomik Etkilerine Hazırlanın
Yaygın karantina önlemlerine sebep olan salgının, kısa, orta ve uzun vadede ekonomik etkilerini öngören senaryoları hazırlayın. Ekonomik etkilerin işinizde oluşturacağı düşüşü ve kaybı planlayarak, gereksiz olabilecek masrafları çıkarın. Amaç, uzun vadede markanızın etkinliğine devam etmesi, zararın minumuma indirilmesi ve pazar payının korunmasıdır.
Akıllı Pazarlama İle Kayıpları Önleyin
Bu dönemde, tüketiciler evlerinde kalma eğiliminde olacak ya da mecburen evlerinde kalarak, interneti her zamankinden daha fazla kullanacaklardır. Siz de, fiziksel mağazanıza yönelik geleneksel kanallarda gerçekleştirdiğiniz pazarlama çalışmaları yerine dijital kanalları kullanarak, müşterilerinize güvenli bir alışveriş deneyimi yaşatabilirsiniz. Oluşturulacak akıllı bir dijital pazarlama stratejisi, hedef odaklı marka iletişimi sağlarken, bütçenizi de verimli bir şekilde kullanmanıza olanak verecektir. 
Operasyonel Süreçleri Hızlandırın
Toplum psikolojisinin bozulduğu bu dönemde, operasyonel süreçte herhangi bir aksamaya her zamankinden daha fazla tepki gösterilecektir. Markanızın operasyonel işleyişini kontrol ederek, eksikleri giderebilir ve süreci hızlandırabilirsiniz. Böylece, markanızın her dönemde operasyon süreçlerini başarıyla yönettiğini gösterebilirsiniz. Geri bildirimleri dinleyin ve sürecin eksiksiz yönetimi için müşterilerinizle iletişimde olun.
Sosyal Sorumlulukta Aktif Olun 
İnsan hayatının tehdit eden salgın, markaların hassas ve sorumlu bir yaklaşım içerisinde olmalarını gerektirmektedir. Bu süreçte, sosyal sorumluluk çalışmalarına öncelik veren markalar, süreç sonrasında da unutulmayacaklardır. Toplumun ihtiyaçlarını tespit ederek, markanızın hangi ihtiyaçlara, nasıl çözüm sunabileceğine ilişkin bir liste oluşturarak işe başlayabilir, sosyal medya kanallarını kullanarak aktif olabilirsiniz.
Teknolojiyle Maliyetleri Azaltın 
Uzmanlar, salgının etkisini 2-3 ay daha sürdüreceğini söylüyorlar. Bu süreyi atlatmak için, marka varlıklarını nasıl yönetebileceğiniz konusunda bir planlama yapabilir, pandeminin uzama ihtimalini göz önünde bulundurarak bazı önlemler alabilir ve işletme maliyetinizi azaltabilirsiniz. Çalışanlarınızın evden çalışmalarını sağlamak, çalışma saatlerini esnetmek, toplantıları video konferans kullanarak gerçekleştirmek, müşteri ilişkilerinde yüz yüze görüşmek yerine, sanal asistan veya telekonferans kullanmak bunlardan bazılarıdır. 
Markanızı Geliştirin ve Dijitalleşin
Pandemi sürecinde, çevrimiçi faaliyet gösteren markaların ön plana çıktığını göreceğiz. Markanızın dijitale uyumlu olması, karantina ortamında da faaliyetlerine devam edebilmesini sağlar. Özellikle, e-ticaret markaları, dijitalde faaliyet gösteren perakende sektörü, gıda, yemek, medikal ürünler, kişisel bakım ürünleri, ilaç tedarikçilerinin bu dönemde büyüyeceğini söyleyebiliriz. 

7 Nisan 2020 Salı

MARKA YÖNETİMİNDE ŞEFFAFLIK

Marka Yönetiminde Şeffaflık
Dünya sürekli yenileniyor, değişiyor. Teknolojinin gelişimi, iletişim mecralarının genişlemesi ve sürekli yenilenmesiyle birlikte insanların farkındalık ve bilinç düzeyi de artmaya başladı. Baskıcı, otoriter, dikey yönetimlerin sürdürülebilir olmadığı bu çağda, markalar da müşterisinin taleplerini dinleyen, uygulayan ve dünyanın daha iyi bir yer olması için çabalayan bir marka olmanın bilincine vararak, değişmeye, yenilenmeye başladılar.  

Organizasyonlarda dikey yönetim şekli yerini yatay yönetime bırakırken, söylemler yumuşamaya, farklılıklar kucaklanmaya başladı. Sosyal kapsayıcılık, beraberlik duygusu ve dünya resmine bütün olarak bakma anlayışı markalar cephesinde dalga dalga yayılıyor.

Marka yöneticileri, marka kimliklerini ve marka yönetim stratejilerini değiştirmeye, şeffaflık üzerine konumlandırmaya başladılar. Marka iletişiminde net ifadeler kullanılırken, sosyal platformlarda “ben” dilinin yerini “sen” diline bıraktığını görüyoruz. Bu dili kullanan markaların müşterilerinin deneyimlerine odaklandıklarını, sosyal sorumluluğa önem verdiklerini, toplumsal hassasiyetlere duyarlı bir yaklaşım sergilediklerini görüyoruz. 

Geçtiğimiz günlerde yeni logosunu lanse eden BMW’nin Marka Başkan Yardımcısı Jens Thiemer’de, bundan böyle ilişki markası olacaklarını söyledi. Markanın yeni logosunu incelediğimizde, dijital hatların ön planda olduğunu, renklerinin yumuşadığını görüyoruz. Yeni logo, markanın, geleceğe odaklı, şeffaf bir yönetim stratejisiyle yol almaya karar verdiğinin bir işareti olabilir.

Önümüzdeki yıllarda, marka yönetiminde, ilişki yönetimine önem veren, kullanıcısını markanın içine dahil eden, deneyime odaklı bir anlayış hakim olacaktır. Sorgulayan, düşünen ve fikrini söyleyen müşterinin markanın gerçek sahibi olduğunun bilinciyle hareket eden markaların, şeffaflığı teknolojinin aydınlık yüzüyle birleştirerek, sürdürülebilir markalar arasında yerlerini alacağını söyleyebiliriz. 

1 Nisan 2020 Çarşamba

MARKA İLETİŞİMİNDE DİJİTAL ETKİ

Marka İletişiminde Dijital Etki
Teknolojinin baş döndürücü hızıyla birlikte, düşünce ve iş yapış şekli de hızlı bir değişim sürecinin içerisine girdi. "Dijital Çağ" ve "Bilgi Çağı" olarak tanımladığımız bu değişimle birlikte, dünyanın farklı bir yere doğru gittiğini görüyor ve dijital dünya düzenini anlamaya çalışıyoruz. Sürekli gelişen teknoloji ve teknolojiyi kullanma biçimi, markaların tüketiciyle iletişim kurma yöntemini hızla etkiledi. Bu değişime uyum sağlamaya çalışan markalar, ayakta kalmak ve sürdürülebilir bir marka olmak için, her zaman olduğundan daha çok nitelikli fikre, yaratıcılığa ve yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır..
Yayının devamını okumak için; marka-iletisiminde-dijital-etki